Lütfen Herkes bu yazıyı okusun lütfen.....

Size daha hiçbir arkadaşıma söylemediğim bir konuyu söylemek istiyorum . Bu blog da beni takip eden herkese açıklamak istiyorum. Benim normal bir hayatım vardı her çocuk gibi.Taaa ki bundan 6 sene öncesine kadar. Benim bir rahatsızlığım var desem yalan olur. Çünkü benim birden çok rahatsızlığım var. Bu nedenle sosyal bir hayatım yok pek fazla.Sosyal bir hayatımın olmamasının nedeni koşmamın zıplamamın biryerle çarmamın güneşte duramamın beni öldürebilmesi.   Bu nedenle blog açtım zaten.

  Gelelim rahatsızlıklarıma. Benim çenemin sağ tarafında bir çöküklük var orada deri incelmesi olduğu için orada ki damarlarım çok fazla belli oluyor o nedenle de morarmış gibi görünüyor.Bu rahatsızlığın adı MORFEA . Şuan bunun ne demek olduğunu bilen pek fazla kişi olduğu sanmıyorum. Bende böyle bir hastalığım olmasa bilmezdim.
  Bu çukurluk ilk 2 sene de yoktu o bölge de sadece bir beyazlık vardı yüzümün sağ tarafın da . Biz doktorun birine gittik . Ağustosun 1 ile 15 arasında denize girdin mi dedi. Ben evet dediğim de de bana sen heyema gibi bir şey söyledi.Bir krem verdi. Biz bunu üç ay kullandık ama bir faydası yoktu.Başka doktorlara , devlet hastanelerine , özel muayenehanelere gittik. İzmir deki bütün hastaneleri dolaştık. Hiç kimse ne olduğunu anlamadı. En son 9 EYLÜL ÜNİVERSİTESİNE  gittik .Orada Morfea tanısını koydular. Ama emin değiller. Şuan bir tanım yok gibi.

Gelelim diğer rahatsızlığıma LÖSEMİ ile ilgili olana.

Ben 7. sınıfta okulun son günleri rapor almak için sağlık ocağına gittim . Hani rapor alacağım ve sınava çalışacağım kafasındayım . Gittim baya güle oynaya. Girdim Tayfun Amcanın(aile hekimimiz )   yanına işte diyorum şöyle böyle sınava hazırlanacağım rapor alabilir miyim falan diyorum . Ama Tayfun Amca beni dinlemiyor sadece bana dikkatli dikkatli bakıyor. Sonra dedi ki Kızım seni dövüyorlar mı ? Ben şok oldum tabii.      Diyorum yok öyle bişey ben basketbol oynuyorum oynarken çarptım falan . Yani ben öyle sanıyorum .Sonra hemşireyle beni sıkıştırdılar işte seni dövüyorlar mı diyolar ben hayır diyorum. Sonra hemşire benden kan alıyor. Yarın sonucun çıkar sakın bir yere çarpma koşma zıplama hızlı hareket etme falan diyorlar. İşte o gün tüm hayatım değişiyor. Ertesi gün Tayfun amca bizim evi arıyor . Duygu'yu 9 Eylül Ünv. götürün acil Duygu'yu kaybediyoruz diyor. Annem hemen babamı arıyor. Geliyor. 1 saatlik yolu 15 dakika da gidiyoruz. Annemler beni kımıldatmıyor. Hastaneye gittiğimizde bütün doktorlar başımda. Bütün hastalar bırakılmış profesörler çağırılmış hepsi başımda. Ben ne olduğunu anlamıyorum. Sonra hemen bir kan testi . PLT sayım 4.000 bu berbat bir rakam ölüyorum yani.

Yazıya kısa bir ara ...

PLT NEDİR?

Bu yazıyı vikipedi den falan kopyalamıyorum tamamen kendi bildiklerim.

PLT kanda ki pıhtı oluşumunu sağlayan trombosit testidir. Normal bir insan vücudun da 150.000- 500.000 arası trombosit bulunması gerekir.


Yazıya Devam....


Anlıyacağınız üzere ölüyorum. Beyin kanaması riskim var. Hastaneye yatırıyorlar.Lösemi ile ilgili olan kısma geldik. Benden kemik iliği alıyorlar. Lösemi olduğumdan şüpheleniyorlar. Ama kimse bana söylemiyor. Herkes o kadar iyi davranıyor ki .Şaşırıyorum .Kemik iliği sonucum normal çıkıyor.Ama yine de kimse bana birşey söylemiyor. Korkmamı istemiyorlarmış. yatıyorum  15-20 gün. Bu zamanlar 45 kiloyum. Sonra 50.000 falan oluyor. çıkarıyorlar. haftada 3 defa hastaneye gidiyorum . Hematoloji Bölümüne orda tedavi gören çocuklar hep lösemi hastası. Kimseye bişey söylemesem de ben anlıyorum diyorum ki ben Lösemiyim o yüzden burada tedavi görüyorum.Ev de gizli saklı ağlıyorum .Sonra saçlarımın az az döküldüğünü fark ediyorum. Daha fazla ağlıyorum. Annemlere açılıyorum. Onlar böyle birşey olmadığını söylüyor. Canım doktorum Erbil Ünsal'a söylüyorum . O diyor ki kullandığın ilalar yüzünden oluyor diyor.
  Daha sonra 15-20 bilemediniz 30 defa hastaneye yatıyorum. bunlar uzun süre yattıklarım . Bazen bir hafta bazen 15 gün bazen 1 ay. Yatıp yatıp çıkıyorum . Trombositlerim yükselmiyor. Öleceğim. Daha sonra kortizon kullanıyorum. Bu biraz yükseltiyor. Bu arada kilom 55 e çıkıyor. Kullandığım serumlar ,aldığım kortizonlar....


15 falan yükseliyor . Daha sonra tekrar düşüyor. Bu böyle devam ediyordu . Taa ki bu okul zamanına kadar. Bir gün hastaneye yattığım da gelip dediler ki Duygu sana KEMATORAPİ yapacağız. Ben delirdim tabi. Hani ben Lösemi değildim diyorum bağırıyorum  ağlıyorum hastaneyi ayağa kaldırıyorum . Annemler değilsin diyor. 3 doktor ablam çok sevdiğim gelip anlatıyorlar. Bu ilacı sadece kanser hastaları değil böbrek hastaları da kullanıyor. Diyorlar.

Erbil amca ve Balahan Abla gelip açıklıyorlar nasıl olacağını . İki kolumada damar yolu açılacak birinden ilaç birinden temizleme sıvısı verilecek bu toplam 1 gün falan sürecek. Kanımın temizlenmesi falan dahil. İşte böyle hatta o gün kü halimle bir fotoğrafım var. Bulursam atarım. Bu kemoterapi iyi geliyor mu ?

.

.

.

.

.

.

..

.

.

.

.

.

HAYIR!!!!!!!!

İyi gelicek sandınız değil mi ? ama gelmedi. Ben kemoterapiden 1 hafta önce okulumu dondurdum . Çünkü gidemiyorum. Ben mesela okula gittiğim de birinci ünitedeler. ben hastaneye yatıyorum çıkıyorum Hoooop 3. Ünitedeler . Ben hiçbirşey anlamıyorum. Bu arada kilom 62 oluyor. Ve suan ki kilom da bu .Şişko bir tavşan yani bildiğin 62 den tavşan.




Vee Kurtuluşum !!!

Biz 15 tatil de Muğla Yatağana gidiyoruz. Orda bir biyoenerji uzmanı var. Ona gidiyoruz. Eğer istersniz bir postta onu da anlatırım. Evet neyse ona gidiyoruz ve benim trombositler 300.000 !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

ben iyileşiyorum !! ARTIK AYDA 1 GİDİYORUM KAN TAHLİLİ VERİP KONTROL ETTİRİP GELİYORUM .


 
           





ARKADAŞLAR İLK OLARAK ÇOCUKLU ANNELERE SESLENİYORUM EĞER ÇOCUĞUNUZUN VÜCUDUN DA MORARIKLIKLAR VAR VE KAYNAĞI BELLİ DEĞİLSE BİR KAN TESTİ YAPTIRIN !!!                                      

                                       HER ŞEY İÇİN GEÇ OLMADAN...








                                             benim rahatsızlığım Lösemi değildi . ITP idi. ITP LUPUS SKLOREDERMA  .                                             bu nedenle bu kadar ağır geçirdim.